NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’S-SİYER

<< 2315 >>

لعن الإبل

139- Deveye Lanet Okumak

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال حدثنا الليث عن بن عجلان عن أبيه عن أبي هريرة قال بينما رسول الله صلى الله عليه وسلم في أناس من أصحابه إذ لعن رجل منهم بعيره فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم من اللاعن بعيره قال الرجل أنا يا رسول الله قال فأخره عنا فقد أوجبت

 

[-: 8764 :-] Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından bir grupla beraber iken adamın biri devesine lanet okudu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Devesine lanet okuyan kim?" diye sorunca, adam: "Benim ey Allah'ın Resulü!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu bizden uzak tut, zira laneti üzerine çektin" buyurdu.

 

Tuhfe: 14146

 

Bu Hadisi Kütüb-i Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir. Ayrıca Ahmed, Müsned (9522) ve Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (3540) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا محمد بن معمر بصرى قال حدثنا عبد الملك بن الصباح عن عمران بن جابر بصرى عن أبي قلابة عن أبي المهلب عن عمران بن حصين ان امرأة كانت على ناقة فضجرت فلعنتها فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم القوا عنها متاعها فإنها ملعونة

 

[-: 8765 :-] İmran b. Husayn'ın bildirdiğine göre kadın'ın biri, bindiği devesi tökezleyince ona lanet okudu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Devenin üstündekileri indirin! Çünkü o artık lanetli bir devedir" buyurdu.

 

Tuhfe: 10883

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim (2595), Ebu Davud (2561), Ahmed, Müsned (19859) ve İbn Hibban (5740, 5741) rivayet etmişlerdir.

 

 

ضرب البعير

140- Deveye Vurmak

 

أخبرنا أحمد بن سليمان قال حدثنا يزيد قال أنبأ زكريا عن عامر عن جابر انه كان يسير مع النبي صلى الله عليه وسلم على جمل فأعيا فأراد ان يسيبه قال فلحقنى رسول الله صلى الله عليه وسلم فدعا له وضربه قال فسار سيرا لم يسر مثله قال أتبيعنيه بأوقية والأوقية أربعون درهما قال قلت لا قال أتبيعنيه بأوقية فبعته بأوقية واستثنيته حملاته إلى أهلي فلما بلغنا اتيته بالجمل فنقدنى ثمنه ثم رجعت فأرسل إلي فقال أترى ما كستك لأخذ جملك خذ جملك ودراهمك فهما لك

 

[-: 8766 :-] Cabir der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'le beraber bir yolculukta idim. Devem de yorulmuştu. Onu orada bırakmak istediğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve ona dua edip vurdu. Deve öyle hızlı yürümeye başladı ki daha önce hiç bu kadar hızlı gitmemişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu bana bir ukiyye gümüşe sat" buyurunca, ben: "Hayır" dedim. Bir daha: "Onu bana bir ukiyye gümüşe sat" buyurunca, Medine'ye kadar ona binmem şartıyla sattım. Medine'ye vardığımızda deveyi götürüp bir ukiyye gümüşü aldım ve geri döndüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni çağırıp:

"Deveni ucuza alıp seni aldattığımı mı sandın? Deveni de, dirhemlerini de al" diye buyurdu.

 

Tuhfe: 2341

6188. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

ضرب الفرس

141- Ata Vurmak

 

أخبرنا محمد بن رافع قال حدثنا محمد بن عبد الله الرقاشي قال حدثني رافع بن سلمة بن زياد قال حدثني عبد الله بن أبي الجعد عن جعد الأشجعي قال في بعض غزواته وأنا على فرس لي عجفاء ضعيفة فلحقنى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال سر يا صاحب الفرس قلت يا رسول الله عجفاء ضعيفة فرفع رسول الله صلى الله عليه وسلم مخفقة كانت معه فضربها بها وقال اللهم بارك له فيها قال فلقد رأيتني ما أملك رأسها ان تقدم الناس ولقد بعت من بطنها باثنى عشر ألفا

 

[-: 8767 :-] Cuayl el-Eşcai bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in katıldığı savaşlardan birinde ben de vardım. Zayıf ve cılız olan atıma binmiştim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana yetişince: "Acele et ey atlı!" diye seslendi. "Ey Allah'ın Resulü! Atım zayıf ve cılızdır" dediğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elinde olan kırbacı ile at'a vurup: "Allahım! Bunu ona mübarek kıl" diye dua etti. Bu duadan sonra atım en başta gitmeye başladı ki onu zor zapteder oldum. O atın doğurduklarından da onikibin dirhemlik yavru sattım.

 

Tuhfe: 3247

 

Bu Hadisi Kütüb-i Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir.

 

 

التنحي عن الطريق في السير

142- Seyir Halindeyken Yolun Dışına Çıkmak

 

أخبرنا أحمد بن سعيد قال حدثنا إسحاق يعنى بن منصور قال حدثنا زهير عن داود بن عبد الله الأودي عن وبرة أبي كرز الحارثى عن ربيعة بن زياد قال بينما رسول الله صلى الله عليه وسلم يسير إذ أبصر غلاما من قريش شابا منتحيا عن الطريق يسير فقال أليس فلانا قالوا بلى قال فادعوه قالوا فدعوه فقال لم تنحيت عن الطريق قال كرهت الغبار قال لا تنتح عنه فوالذى نفس محمد بيده انه كذريرة الجنة

 

[-: 8768 :-] Rabia b. Ziyad bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seyir halinde iken Kureyş'ten genç bir çocuğun yolun dışında seyrettiğini gördü. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu filan değil midir?" diye sorunca: "Evet" dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun üzerine: "Onu çağınn" emrini verdi. Onu çağırdıklarında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Niye yolun dışındagidiyorsun?" diye sordu. Genç çocuk: "Tozdan rahatsız oldum" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yolun dışına çıkma. Nefsim elinde olana yemin olsun ki bu tozlar Cennet tozundandır" buyurdu.

 

Tuhfe: 3201

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud, (305) rivayet etti.

 

 

أنبأ أبو داود قال حدثنا الحسن بن محمد بن أعين قال حدثنا زهير قال حدثنا داود بن عبد الله الأودي أن وبرة أبا كرز حدثه انه سمع ربيعة بن زياد يقول بينما رسول الله صلى الله عليه وسلم يسير إذ مر بغلام من قريش نحوه

 

[-: 8769 :-] Rabia b. Ziyad der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seyir halinde iken Kureyş'ten genç bir çocuğun yolun dışında gittiğini gördü ... " dedi ve öncekinin benzerini zikretti.

 

Tuhfe: 3201

 

 

السير على العنق

143- Tehlike Anlarında Kontrole Çıkmak

 

أخبرنا إسحاق بن إبراهيم قال أنبأ وكيع قال حدثنا شعبة عن قتادة عن أنس قال كان بالمدينة فزع فاستعار رسول الله صلى الله عليه وسلم فرسا لأبي طلحة يقال له منذرب فركبه فرجع فقال ما رأينا من فزع فإن وجدناه لبحرا

 

[-: 8770 :-] Enes der ki: Medine'de düşmandan yana bir korku hali oluşunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Talha'nın Mendub adlı atını aldı ve kontrol için binip gitti. Geri döndüğünde: "Korkulacak bir şey görmedik. At'ı da çok hızlı bulduk" buyurdu.

 

Tuhfe: 1238

 

 

المسألة عن اسم الأرض

144- Bir Yerin Adını Sormak

 

أخبرنا محمد بن المثنى عن معاذ بن هشام قال حدثني أبي عن قتادة عن عبد الله بن بريدة عن أبيه وكان من المهاجرين قال ما كان نبي الله صلى الله عليه وسلم يتطير من شيء ولكن كان إذا سأل عن اسم الرجل فكان حسنا رأى البشارة في وجهه وان كان سيئا رأى ذلك فيه وإذا سأل عن اسم الأرض فكان حسنا رأى البشارة في وجهه وان كان سيئا رأى ذلك فيه

 

[-: 8771 :-] Abdullah b. Bureyde, Muhacirlerden biri olan babasından naklediyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiçbir şeyi uğursuz saymazdı. Fakat bir adamın ismini sorduğunda o kişinin ismi güzelse hoşnutluğu yüzünde görünürdü. Eğer ismi kötü ise yine hoşnutsuzluğu yüzünde görünürdü. Eğer bir yerin ismini sorduğunda o yerin ismi güzelse hoşnutluğu yüzünde görünürdü. Eğer o yerin ismi kötü ise yine hoşnutsuzluğu yüzünde görünürdü.

 

Tuhfe: 1993

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (3920) ve Ahmed, Müsned (22946) rivayet etmişlerdir.